ES
Psikolojik Danışma ve Eğitim Merkezi
Türkiye'de 5. - Ankara'da 2.
Pozitif ve Kültürlerarası Psikoterapi Merkezi
ES Psikolojik Danışma ve Eğitim Merkezi, Dünya Pozitif ve Kültürlerarası Psikoterapi Derneği'ne bağlı Türkiye'de 5., Ankara'da 2. olarak faaliyetlerine devam eden Pozitif ve Kültürlerarası Psikoterapi Merkezidir.
Uzmanlık Alanlarımız
EMDR
Göz Hareketleri ile Duyarsızlaştırma ve Yeniden işleme (EMDR) Francine Shapiro tarafından 1987 yılında keşfettiği ve spontane göz hareketlerinin, negatif ve rahatsız edici düşüncelerinin yoğunluğunu azaltması temelinde geliştirilen güçlü bir psikoterapi yaklaşımıdır (Maxfield, 2009). Göz Hareketleri ile Duyarsızlaştırma ve Yeniden işleme (EMDR), kaza, savaş stresi, taciz, doğal afetler veya çocukluk döneminde yaşanan olaylar gibi rahatsız edici yasam deneyimlerinin oluşturduğu duygusal sorunların yanında, fobi, performans kaygısı, panik bozukluk, beden algısının bozukluğu, çocuklarda travma belirtileri, yas, kronik ağrı ve başka sorunların tedavisinde de etkilidir (Shapiro, 2016).
POZİTİF ve KÜLTÜRLERARASI PSİKOTERAPİ
Pozitif ve Kültürlerarası Psikoterapi, Nossrat Peseschikan ve arkadaşları tarafından 1960’ların sonralarına doğru Almanya’da geliştirilmiştir. Pozitif ve Kültürlerarası Psikoterapi; bilişsel, davranışçı, dinamik, hümanistik yapıların eklektik olarak kullanılmasını sağlar. Depresyon, kaygı, agresyon, fobik reaksiyonlar, öğrenme bozuklukları ve pek çok psikosomatik semptomun tedavisinde etkilidir. Pozitif Psikoterapi Avrupa Psikoterapi Birliği tarafından psikoterapi metodu olarak onaylanmaktadır.
Pozitif ve Kültürlerarası Psikoterapide hikayeler; atasözleri, bilge sözler ve metaforlar terapist ve hasta/danışan arasında aracı olarak kullanılır; çatışma çözümlemede fanteziyi kullanmaya cesaretlendirmede ve gelecek durumlar için hatırlatıcı olmada yardım etmesi amacıyla terapötik bir teknik olarak işlev görür. (Peseschkian, 1998)
BİREYSEL PSİKOTERAPİ
Bireysel psikoterapi danışanla terapistin birebir olarak danışanın terapiye getirdiği sorunlar üzerine çalışılmasıdır. Bu sorunlar oldukça çeşitli olabilir; ilişkisel sorunlar, davranışlar, duygular bunlara bir kaç örnektir. Amaç danışanın terapisti ile birlikte ruhsal iyilik halini tekrar oluşturma veya ruhsal iyilik halini korumaya yöneliktir.
AİLE TERAPİSİ
Bireysel olarak terapi desteği alan bireylerde aile yapısının öneminin fark edilmesiyle aile terapisi ortaya çıkmıştır (Samancı ve Ekici,1998). 60’lı yıllarda ortaya çıkan aile terapisi çok tercih edilen bir psikoterapi yöntemidir. Bireysel terapide doğrusal biçimde ilerleyen süreç, aile terapisinde döngüsel bir süreç söz konusudur (Hoffman, 1981). Bu fark bireyin ya da ailenin bahsettiği durumları, etkileşimin işlevi ve sonucu olarak ele alınmasına imkan sağlar. Aile terapisi ailedeki bireyler arasında iletişimin kuvvetlendirilmesini ve çatışmaların üstesinden gelmesini amaçlar.
BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI TERAPİ
Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT), düşünce, duygu ve davranış temelinde yapılandırılan bir terapi şeklidir. BDT, bilişsel, davranışsal yöntemler ve sorun çözme becerilerine yönelir. 1970’li yıllarda bilişsel kuram Beck ve Ellis öncülüğünde ortaya çıkmıştır ve Zamanla bilişsel psikoloji ve sosyal öğrenme kuramları ile zenginleşmiştir (Özcan ve Çelik, 2017).
Bilişsel davranışçı terapi, otomatik düşünceler, ara inançlar, temel inançlara odaklanarak seanslar boyunca danışanın getirdiği bu düşünceleri inceler. BDT ilk başta sadece depresyonu ele alırken zaman içinde panik bozukluk, sosyal fobi, obsesif kompulsif bozukluk, anksiyete, yeme bozukluklarının tedavisinde etkili olmuştur.
EVLİLİK DANIŞMANLIĞI
Evlilik öncesi danışmanlık, evlenecek olan çiftlere evlilik süreci gerçekleşmeden önce verilen hizmettir. Amaç, evliliğe kendini hazır hissetme, partnerini tanıma, duyguları tanımanın yanında sağlıklı iletişim kurma, iletişim becerileri geliştirme, problem çözme yeteneklerinin geliştirilmesine yönelik danışmanlık sağlamaktır.
ÇİFT TERAPİSİ
Çift terapisi genellikle evlilik terapisi olarak da bilinmektedir. Bu terapinin amacı çatışma yaşayan çiftlerin arasındaki etkileşimi değiştirerek sağlıklı bir iletişim kurmalarını sağlamaktır (Akdemir ve ark, 2006).
AYRILMA VE BOŞANMA DANIŞMANLIĞI
Son zamanlarda kendinizi moralsiz hissediyor, hiçbir şeyden keyif alamıyor musunuz? Bir uzmandan yardım alma zamanı gelmiş olabilir. Çift Terapisi seanslarımız, danışanlarımızın hayatlarının en karmaşık ve zorlu durumlarına karşı dahi olumlu tutumlar geliştirmelerine yardımcı oluyor. Siz de hayata güzel tarafından bakmayı öğrenmek isterseniz bize ulaşabilirsiniz.
ÇOCUK ERGEN DANIŞMANLIĞI
Terapi seanslarımızda çocukların ve ergenlerin mevcut sorunlarını çözmeye ve olumlu düşünce ve davranışlar geliştirmeye odaklanırız. Çocuk ve ergenlerin tepkilerini "yeniden şekillendirmelerine" yardımcı olacağız ve yaşamın zorluklarıyla baş etmelerini sağlayacak değerli araçlar sunacağız. Kişiselleştirilmiş özel danışmanlık seanslarımızı yararlı ve ilham verici bulacağınızdan eminiz. Randevu almak için bize ulaşabilirsiniz.
OYUN TERAPİSİ
Özellikle okul öncesi çocuklarının kendini ifade yönteminin oyun olduğu bilinmektedir. Çocuklar bu sayede duygu ve davranışlarını, dünyalarında olup bitenleri aktarırlar. Oyun terapisi çocuğun bu yansıtmalarını incelemek için önemli bir terapi yöntemidir (Buchalter, 2004). Oyun terapisi ile; kızgınlık, endişe, üzüntü, korku, saldırgan davranışlar, ayrılma korkusu, çekingenlik, uyku, yeme veya tuvalet sorunları ele alınabilir (Pelham, 1972; Beers 1985).
HİPNOZ
Hipnoz, çeşitli nesnelerle veya sözle oluşturulan özel bir bilinç halidir. Kişi hipnozu uygulayan kişiye odaklanır, dinler ve anlar. Bu sırada dışarıdan gelen uyarıcılara kendini büyük ölçüde kapatır. Kişinin bilinçli kontrolü ortadan kalkmaz, yapması istenilen şey kişinin değerlerine uymuyorsa kişi bunu uygulamaz ve hipnozdan çıkar.
Hipnoz; tik, kekemelik, trikotilomani, yeme bozuklukları, obezite, konversiyon bozukluğu, cinsel işlev bozuklukları, sigara bağımlılığı, dissosiyatif bozukluklar, fobiler, panik bozukluğu, sosyal fobi, sınav kaygısı, travma sonrası stres bozukluğu gibi durumlarda kullanılabilir.
ÇÖZÜM ODAKLI TERAPİ
Çözüm odaklı terapi, bilişe ve davranışa odaklanmaktadır. Terapide hedefler net olarak belirlenir ve danışanın motivasyon kaynağı olarak gördüğü durumu artırmayı vurgular (Fish, 1996). Danışanın kişiliği ile çalışmadığı ve probleme odaklandığı için kısa sürelidir. Problemin varlığının yanında gelecekte bir şeylerin nasıl daha iyi olacağı konusunda fikir üretir (Smock, Froerer, Beavin, 2013). Terapi genellikle 12 oturum şeklinde, 8 aylık bir süreçte ilerler (Laaksonen, Knekt, Sares-Jaske, Lindfors, 2013). Bu durum danışan- terapist arasındaki ilişkiye göre değişkenlik gösterebilir.
ŞEMA TERAPİ
Jeffrey Young ve arkadaşları tarafından geliştirilmiş bir psikoterapi yöntemidir. Bilişsel davranışçı terapi, Geştalt terapi, psikodinamik terapi, kişiler arası psikoterapi, nesne ilişkileri ve bağlanma kuramı gibi yöntem ve kuramları birlikte kullanarak bir çok ekolü eklektik bir şekilde kullanır. Şema terapi, özellikle bireylerin sahip olduğu şemalar ve diğerleriyle kurduğu ilişkiler üzerine yoğunlaşarak çalışılan bir ekoldür ve depresyon anksiyete, yeme bozuklukları, çocukluk travmaları, tekrarlayan döngüleri içinde barındıran çift sorunları ve yakın ilişkileri sürdürmede zorlanma gibi sorunlarda faydalı olduğu bilinmektedir.
DUYGU ODAKLI TERAPİ
Leslie Greenberg, Sue Johnson ve arkadaşları tarafından geliştirilmiş bir terapi yöntemidir. Duygu merkezli hümanist yaklaşım kuramından yola çıkan duygu odaklı terapi yöntemi, bireyin duygularının farkına varmasını, duygularını kabul etmesini, duygularını açıkça ifade edebilmesi, düzenlemesi ve dönüştürebilmesini amaçlayan bir psikoterapi yöntemidir.
Duygu odaklı terapi evlilik ve ilişki içerisinde yaşanan sorunların çözümünde en etkili yöntem olarak görülür. Odağına duyguları alması nedeniyle birçok sorunun çözümü için de kullanılabilir. En sık kullanıldığı alanlar ise; çift terapisi, aile terapileri, sosyalleşme ile ilgili sorunlar, yeme bozuklukları, travma sonrası stres bozuklukları, depresyon, uyum problemleri gibi durumlardır.
AİLE DİZİLİMİ
Alman psikoterapist Bert Hellinger, ailelerde kuşaktan kuşağa aktarılan bağları çözümleyerek bir yöntem olarak aile dizimini keşfetmiştir. Aile dizimi yöntemi, aile köklerinden günümüze kadar yaşanan olayların bireyleri etkilediği temeline dayanır. Bir sistem olarak ele alınan ailede, normalde saklı işleyen dinamikleri görünür hale getirmeyi amaçlar. Bu yöntem, bireylerde tekrar eden, bugüne kadar yaşadıkları ve anlamlandıramadıkları bazı korku, kaygı ve başarısızlıklarını hatta geçmeyen ruhsal sıkıntılarının kaynağını fark etme yardımcı olur. Aile dizimi yöntemi ile; bireylerin, kendini tekrar eden duygusal problemleri, aile ilişkileri, romantik ilişkiler, ekonomik problemler çalışma hayatındaki çatışmalar, hastalıklar gibi yaşamda duygusal, işlevsel soruna yol açan konularda uygulanabilir.